7 Ekim 2023’te Gazze savaşının başlamasından sonra ilk kez ABD başkentine giderek kongrede konuşma yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gezisinin bölgede bundan sonra cereyan edecek gelişmeler üzerinde ne gibi etkilerinin olacağı tartışılıyor. Geziyi yakından izleyerek İsrail ve Rusya basınına tahliller yazan İsrailli gazeteci-yazar Mihail Gurevich, Tel Aviv’den Independent Türkçe’den Mayis Alizade’ye değerlendirmelerde bulundu. Gurevich şunları söyledi:
TRUMP’LA BULUŞTU
Prensip olarak İsrail’de muhalefetin yanı sıra toplumdan birçok insan da Netanyahu’nun ABD gezisine karşı çıkmıştı. Onlar şunu söylüyordu: Bu gezi rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin bir anlaşmanın imzalanmasına doğru götürmezse hiçbir anlamı olmayacak. Netanyahu gitti, konuştu. Başkan Biden ile ardından Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile bir araya geldikten sonra Florida’ya gitti. Netanyahu geride bıraktığımız dört sene içinde ilk kez eski Başkan Trump ile buluştu. Trump’ın kaybetmesi üzerine Netanyahu, Biden’ı ilk kutlayanlardan biri olmuş ve Trump ile bir daha buluşmamıştı. Netanyahu’nun Kongre’deki konuşmasının içeriği ve Orta Doğu’nun bundan sonraki durumuna etkilerine gelince, bunun üç sonucu olabileceğini düşünüyorum. İlki ülke içinde birçok insanın İsrail’in dünyada bundan sonra bulunacağı yerle yakından ilgilenmesidir. Gazze’de savaşın başlamasından sonra birçok ülkeyle ilişkilerde sıkıntılar yaşanıyor. Onun için Netanyahu’nun Kongredeki konuşması ablukanın yarılması niteliği taşıyor. Netanyahu’nun konuşmasının defalarca alkışlarla kesilmesi birçok İsrailliyi etkiledi.
TARAFSIZ SEÇMEN ETKİLENDİ
Bu konuşmanın ABD’nin Orta Doğu politikalarına etkisine gelince; Netanyahu’nun, Cumhuriyetçilerin zaferi üzerine oyun kurduğu kuşkusuzdu ve onun için Cumhuriyetçilerin değerleri üzerinden Kongre’ye hitap etti. Netanyahu’nun konuşmasını hazırlayanlar ve geziye katılanların listesini hazırlayanlar işlerini çok iyi yapmıştı. Her şey mükemmel hazırlanmıştı ve çarpıcıydı. Kuşkusuz bunlar ABD’de İsrail karşıtı göstericiler bakımından değil tereddüt içindeki seçmen kitlesi açısından önemliydi. Sayıları oldukça fazla ve Netanyahu’nun konuşmasının etki oluşturacağını düşünüyorum.
Orta Doğu açısından baktığımızda da bunun önemli bir konuşma olduğunu söylememiz gerekir. ABD iktidarına çok yakın olan İsrail’in, Vaşington koridorlarında 7 Ekim’den sonraki imajı nispeten sarsılmıştı. İsrail Başbakanının bu konuşması Körfez’in Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman, Kuveyt, Katar gibi ılımlı ülkelerine İsrail’in, ABD ile konuşup diyalog kurabildiğini ve aynı dilde konuşabildiğini gösterdi. Yani İsrail çok güçlüdür ve kendisiyle anlaşılması gerekir mesajı verildi. Bu, her şeyden önce savaştan sonra Gazze’nin yeniden yapılandırılması süreci için önemli. Kendi imajları adına Sünni monarşilerinin İsrail ile anlaşma yoluna gideceğine inanmak zor. Ancak Vaşington ile yakın ilişkileri bulunan bir İsrail için risk almaya değecektir. Nitekim Birleşik Arap Emirlikleri savaştan sonra Gazze’nin yeniden yapılandırılması sürecine ilgi gösterdiğini açıklamıştı.
İSRAİL’İN OKYANUS ÖTESİ DESTEĞİ
Gazze’den gelen haberlerde ise artık aktif çalışmaların başladığı bir sürece Muhammed Dahlen’in dahil edildiği belirtilmektedir. Kendisi Arap Emirliklerinde Gazze’yi yönetmek için bulunuyor. Bunların hepsi Netanyahu’nun konuşmasının dolaylı yansımaları. Sonuçta bu geziye bir bütün halinde bakılması gerekir. Muhtemelen Netanyahu, ABD’de siyasetin girdiği bu ortamda gezisini ertelemeyen tek dünya lideridir. Kendini sudaki balık gibi hissetmiştir. Çünkü Vaşington siyasetçilerinin yanı sıra toplumun mantalitesini de çok iyi biliyor. İsrail’i yönettiği uzun süreden bu yana kazandığı deneyimle Netanyahu gitti ve Biden, Harris, Trump ile buluştu, Kongre’de konuşma yaptı. Bu, muhteşem bir şov oldu ve Orta Doğu’daki tüm diğer güçlere İsrail ile konuşulması gerektiğini bir daha kanıtladı. Yani İsrail’in kendisi güçlü olduğu gibi okyanus ötesi desteği de güçlüdür.